ARAMIZDALAR
Başlangıç
Üçlemenin ilk kitabı
Adem ile Havva yasak meyveyi yiyince ceza olarak cennetten kovulup dünyada farklı yerlere gönderildiler, yıllar sonra tekrar bir araya geldiklerinde Tanrı onlara çocuk sahibi olmalarını buyurdu. Her doğumda bir erkek bir kız çocuk dünyaya gelecekti ve bu yirmi çift doğana kadar devam edecekti. İlk doğan ikiz sonra doğan ikizle çapraz olarak evlenecek, böylelikle dünya nüfusu çoğalacaktı. Tanrı, yalnızca Adem ve Havva'nın çocukları için, kendi ikizleriyle olmamak kaydıyla bir sonraki batında doğan kardeşleriyle evlenip çocuk sahibi olmaları durumunda genetik bir sorun meydana gelmesini engelledi.
Havva ilk olarak Kabil ve Aklimâ'yı dünyaya getirdi. Onlardan sonra da Habil ve Lebudâ doğdu. Büyüyüp evlilik çağına geldiklerinde, Kabil Lebudâ ile evlenmek istemedi, çünkü Habil ile evlenmesi gereken kendi ikizi daha güzeldi. Bunun üzerine Habil ve Kabil Tanrı'ya adaklar sundu. Habil'inki kabul edilip kendisinin ki edilmeyince Kabil'in kıskançlıktan gözü döndü ve kardeşini öldürdü. Artık ailesinin yanında kalamayacağından kız kardeşi Aklimâ'yı da alarak uzak diyarlara gitti. Orada Adem'in kontrolünden uzak yeni bir nesil dünyaya yayıldı.
Bu neslin büyük bir bölümü değişik kıyımlarla ve yıkımlarla, Nuh tufanı da buna dahil, Tanrı tarafından yok edildi. Ama az da olsa bir kısmı günümüze kadar yaşamaya devam etti. İlk atalarından beri genlerinde deformasyon taşıyan Kabil'in torunları sonunda insanlıktan iyice çıkıp Nohollere dönüştüler. Kendi aralarında farklılık gösterseler de ortak özellikleri, fazla akıllı olmamaları, gün ışığına aşırı duyarlı gözleri, kan ve çiğ etle beslenmeleridir. Bunun yanı sıra çok güçlü, hızlı olup koku alma yetenekleri çok gelişmiştir.
Kabil'in Habil'i öldürmesinden sonra Adem, yüz otuz yaşındayken üçüncü oğlu Seth doğdu. Dokuz yüz otuz yaşına kadar yaşayıp pek çok kızı ve oğlu olan babası gibi Seth de uzun bir hayat yaşayıp dokuz yüz on iki yaşında ölene kadar otuz üç erkek, yirmi üç kız evlat sahibi oldu. Ölümünden önce Adem, oğlu Seth'e bazı gizli bilgiler verdi. Nuh'un da torunlarından biri olduğu Seth'in nesli diğerlerine göre çok daha uzun yaşayıp, Noholleri yenip insanları korumak için çeşitli güçlere sahip oldular. Fakat bu güçlerden insanlara bahsetmek yasaktı. Seth'in torunları dünyanın her yerine dağılıp klanlar oluşturdular ve günümüze kadar insanlarla fakat onlardan ayrı yaşadılar.
İşte hikayemiz o zamandan bu zamana dünyada bizlerin yanı sıra var olmaya devam eden bu nesilleri anlatmakta...
ARAMIZDALAR
Seçim Zamanı
Üçlemenin ikinci kitabı
Önce ateş basmış sonra buz kesmişti adamı yanında bulduğunda. Söyleyeceği ya da yapacağı her ne varsa kaybolup gitmişti zihninden ona bakarken. Sonra aklına geldi yine. Yalancıydı adam, orası kesindi. Belli ki bu şehirde geçen kayıp zamanına dahildi. İstanbul'a kadar peşinden gelmesine, karşısına çıkmasına rağmen, olanları hatırlamaya çalışıp üzüntüden kıvranmasına izin vermişti. Ağlamamalıydı. Güçlü durmalı, hesap sormalıydı. Ayaklarını yere indirdi, sırtını dikleştirdi, kaşları çatılacak oldu. O anda adamın yanağından süzülen damlaya gözü takıldı. Dondu kaldı. Rüyada gibi kendi elinin kalkıp onun yüzüne uzandığını gördü. Tenine değdiğinde yaşadığı
dejavu hissi daha da şaşırtmıştı genç kadını. Yaşananlar kayıp olsa da ona dokunduğunu hatırladı bedeni, hem de birden fazla kez.
Tüm hücreleriyle ona çekiliyordu şimdi. Sımsıkı sarılmak istiyordu adama.
Üçlemenin ilk kitabı Aramızdalar/Başlangıç'ta Aiyana ve Ezhno ile bildiğimiz dünyanın gizli yüzüne tanık olmuş, onların aşkıyla
harmanlanmış hikayede "noholler" ve insanları onlardan koruyan tüm dünyaya dağılmış klanların ikisiyle tanışmıştık. Hikayemizin devamında baş kahramanımız Aiyana, diğer
adıyla Pelin, bir seçim yapmak zorunda. Sevdiği adamın dahil olduğu, ona aile olan Hethler mi, yanlarında zorla alıkonulmak istendiği Kashkalar mı?
Tüm bunların dışında tutkulu, sürpriz bir aşk da okurları bekliyor.
ARAMIZDALAR
Kıyamet
Üçlemenin son kitabı
Güneşin ilk ışıkları henüz tümülüsün önünde sıralanmış kral ve tanrı heykellerine ulaşamamıştı. Ortadaki büyük başsız heykelin tepesinde durmuş kendi bulunduğu yer henüz gece mavisiyken ufukta sararan kızıllığı izliyordu genç kadın. Etrafa bakındı. Yüzyıllardır bu manzarayı seyreden kadim başlar dışında tek başınaydı ama yine de yalnız hissetmiyordu kendini. Solundan Kommagene ona fısıldıyordu sanki. Kulak kabarttı. İnsanların dünyada geçirilen bir göz açıp kapaması kadar kısa ömürlerine ne çok anlam yüklediklerine şaşırdığını söylüyordu tanrıça…
Üçlemenin son kitabında Aiyana’nın inanılmaz serüveni sona doğru ilerlerken heyecan doruk noktasına ulaşıyor. Finale kadar hız kesmeden devam eden nefes nefese maceranın kahramanları hangi beklenmedik olaylarla karşılaşacak? Kehanet gerçekleşecek mi?
Okuyup öğrenmek üzere…